Kalp Yetmezliği Sunum ( kardiyoloji staj ödevi )


KALP YETERSİZLİĞİ
Tanım ve patogenez
Kalbin vücudun ihtiyacını karşıyalacak kanı pompalayamamasıdır.Kalp yetersizliğinin gelimesi ile birlikte kompansatuvar mekanizmalar devreye girer ve buna bağlı olarak yetersizliğin klinik semptom ve bbulguları ortaya çıkar. Kalp yetersizliğinin kompansasyon mekanizmaları sırasıyla taşikardi , sempatik hiperaktiviteye bağlı kontraktilite artışı, miyokardiyal hipertrofi ve dilatasyondur.Kalbin devreye giren kompansatuvar mekanizmalar ile kardiyak debiyi vucüdun ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde tutmasına kompanse, kompansatuvar mekanizmalara rağmen ihtiyacın karşılanmadığı döneme dekompanse kalp yetersizliği denir. Dekompanse kalp yetersizliğinde renal perfüzyon azalması, renin-anjiyotensin ve aldesteron sistemini aktive eder.Bu ise vücutta su ve tuz tutulumunu arttırarak hem kalbin pompalama fonksiyonunu zorlaştırır hem de pulmoner veya sistemik konjesyonu agreve eder.
Ventriküllerin sistolu veya kasılması sırasında ventirkül duvarında oluşan gerilim veya gerginlik kuvveti "afterload" veya "ardyük" olarak tanımlanır.Sistemik arteryel basınç sol ventrikül için en önemli afterload'dur.Afterload'u artıran durumlar miyokardiyal fibrillerin kontraksiyon için kısalmalarını sınırlandırarak atım hacmini azaltır ve kalp yetersizliğine yol açar.Sol ventrikül afterload'unu artıran durumlara sistemik hipertansiyon, aort stenozu, IHSS, aort koarktasyonu örnek olarak verilebilir.Kardiyak kontraksiyonun başlangıcında kalp fibrillerinin ulaşabildiği genişlik veya diyastol sonu volüm "preload" veya "önyük" olarak tanımlanır.Preload'un en önemli belirleyicisi dolaşan total volüm ve kalbe venöz dönüştür.Volüm azalınca kardiyak doluş ve preload düşer, kardiyak çıkış azalır.Atriyel kontraksiyon ve kanın vücutta dağılımı preload'un diğer belirleyicileridir.Kanın kalbe doluşunu engelleyen restriktif KMP, konstrüktif perikardit, perikardiyal tamponad ve VCSS preload'u düşürür.

Etyoloji
Kalp yetersizliğinin en önemli nedeni miyokard kontraktilitesinin bozulmasıdır.Bunun sık görülen nedenleri iskemik veya koroner kalp hastalıkları ( en sık ), kapak hastalıkları , kronik hipertansiyon, ve kardiyomiyopatilerdir.Kalp yetersizliği sıklıkla altta yatan bir neden varlığında presipite edici faktörlerin etkisiyle ortaya çıkar. Kalp yetersizliğinde sık görülen presipitan faktörler şunlardır ;

Tedaviye uyumsuzluk (en sık)
Pulmoner emboli
Anemi
Sistemik hipertansiyon
Aritmiler (kompanse yetmezlikte en sık presipitan)
Metabolik bozukluklar
Koroner iskemi
Aşırı su ve tuz alımı
Enfeksiyon
Alkol

Kalp Yetersizliğinin Formları
Kalp yetersizlikleri lokalizasyon , altta yatan neden ve patogenezine bağlı olarak değişik formlarda değerlendirilebilir;
1-Atım hacmine görer kalp yetersizlikleri
Yüksek debili kalp yetersizliği: Kalbin kan pompalamasında bir azalma olmaksızın sistemik nedenlere bağlı olarak vücudun ihtiyacının artması ve kalbin bu ihtiyacı karşılayamaması halidir.Semptomlar kalp yetersizliğini taklit eder.Bunlar arasında sık görülenler ;
Anemi
Hipertiroidi
Paget hastalığı
Beriberi
Multipl Miyelom
Fibröz displazi
Gebelik
Arteriyo-Venöz fistüller

AV fistüller en sık iatrojenik olarak görülür.Post travmatik ve konjenital olarak da bulunabilir.Lezyon proksimaline bastırılınca ani sistemik vasküler rezistans artışına bağlı refleks bradikardi olur.Buna Branham İşareti denir.
  Düşük debili kalp yetersizliği : Kalp debisinde azalma vardır ve kalp yetersizliğini oluşturan hastalıklar esas olarak bu gruba girmektedir.Koroner arter hastalıkları, hipertansiyon, kardiyomiyopati, kapak hastalıkları ve bazı konjenital kalp hastalıkları önemli nedenlerdir. Düşük debili kalp yetersizliklerinde azalan atım hacmi kardiyak debi ve kardiyak indeks şu şekilde tanımlanır ;
>Atım hacmi; kalbin her sistolde pompaladığı volüm ( stroke volüm; N.D. : 40-70ml )
>Kardiyak debi ; kalbin dakikada pompladığı volüm ( atım sayısı X atım hacmi; N.D. : 4.5-6 litre /dk )
>Kardiyak indeks ; kalbin vücut yüzey metrekaresi başına dakikada pompaladığı volüm ( N.D. : 2.5-4 lt/dk/metrekare )

2-Anatomik lokalizasyonuna göre kalp yetersizlikleri:
Sol kalp yetersizliği : Sol ventrikül kontraktil fonksiyonlarının bozulması sonucunda oluşur.Başlangıçta sağ kalp pompa fonksiyonları normaldir ve pulmoner konjesyon semptomları tipiktir.Ancak sol kalp yetersizliğinin uzaması sağ kalp fonksiyonlarını da bozarak konjestif kalp yetersizliğine yol açar ve sistemik konjesyon semptomları gelişip konjesyon semptomları azalabilir. Sol KY'nin en sık görülen nedenleri ; koroner arter hastalıkları, hipertansiyon, kardiyomiyopatiler ve kapak hastalıklarıdır.
Sağ kalp yetersizliği : Sağ kalp pompa fonksiyonun bozulmasıdır. En sık sol kalp yetersizliğine sekonder olarak görülür. Bunun dışında sağ kalp yetersizlikleri genellikle akciğer hastalıklarına sekonderdir.Pulmoner nedenlere veya göğüs kafesi patolojilerine bağlı olarak gelişen sağ kalp yetersizliğine kor pulmonale denir. İzole sağ kalp yetersizliğinin en sık nedeni KOAH'dır. Ayrıca hipertansiyon, pulmoner ve triküspit kapak hastalıkları, izole sağ ventrikül iskemisi de sağ kalp yetersizliğine yol açabilir.Akut sağ kalp yetersizliğinin en sık görülen nedeni pulmoner tromboembolidir. Sağ kalp yetersizliğinde esas olarak sistemik konjesyon belirtileri görülür, pulmoner konjesyon semptomları beklenmez. İzole sol kalp yetersizliğinde ise sistemik konjesyon belirtileri görülmez.

3- Sistolik ve diyastolik kalp yetersizlikleri
Sistolik kalp yetersizliği : Kalpte sistol fazında yüklenme vardır ve esas olarak kalbin kasılma gücü ve pompalama fonsiyonu bozulmuştur. Klinik olarak düşük debi belirtileri ön plandadır. Kalpte kronik dönemde miyokard dilatasyonu vardır. Bu tip yetmezlikte dokulara oksijen sunumunda belirgin azalma vardır ve arteriyel-venöz oksijen farkı belirgindir.Sistolik fonksyon bozukluğunun ön planda olduğu hastalıklara ; miyokard kasılmasının bozulduğu kronik hipertansiyon , iskemik ve dilate kardiyomiyopati ile kalbin volüm yüklenmesi ile giden mitral yetmezliği, aort yetmezliği ve şantlı kalp hastalıkları tipik örneklerdir.
Diyastolik yetersizlik : Kalpte diyastol fazında yüklenme vardır ve esas olarak kalbin gevşemesi ve diyastolik doluşu sınırlanmaktadır.Diyastolik doluş sınırlandığı için atım hacmi ve debi düşer. Bu tip kalp yetersizliklerinde belli bir döneme kadar ejeksiyon fraksiyonu normal bulunabilir.Kalbin diyastolde gevşeme fonksiyonunu bozarak, diyastol sonu ventrikül basıncında artış yapan durumlarda görülür. Kalp yetersizlikli olguların %30'unda sistolik fonksiyon normal olmasına rağmen diyastolik fonksiyon bozukluğu kalp yetersizlği nedenidir.Klinik olarak ventriküllerdeki diyastolik basınç artışına bağlı pulmoner veya sistemik konjesyon semptomları ön plandadır.Diyastolik fonksiyon bozukluğunun ön planda olduğu kalp yetersizliklerine ; aort stenozu, hipertansiyon, hipertrofik kardiyomyopati ve restriktif kardiyomyopati tipik örneklerdir. İskemik kardiyomiyopatide sistolik fonksiyon bozukluğu ile birlikte diyastolik disfonksiyonda görülür.Ayrıca birçok patolojinin kronik döneminde genellikle hem diyastolik hem sistolik fonksiyonlarda belli bir oranda bozulma vardır, yani yetmezlik mikst'tir.
Ejeksiyon fraksiyonu (EF) : Kalp atım hacminin, diyastol sonu ventrikül volümüne oranını, bir başka ifadeyle sistol sırasında ventrikül içerisindeki volümün ne kadarının pompalandığını tanımlayan bir ölçüttür.Normal değeri %55-76 arasındadır.Eko ve kardiyak kateterizasyon sırasında ölçülür.Ejeksiyon fraksiyonu miyokard kontraktilitesinin önemli bir göstergesidir ve temelde kontraktilitenin azaldığı sistolik kalp yetersizliğinde düşer. EF'daki azalmaya göre kalp yetmezlikleri derecelendirilebilinir.Diyastolik kalp yetmezliklerinde kalbe doluş sınırlandırılmıştır ve bu nedenle atım hacmi, debi azalmıştır. Ancak kalp dolan volümün önemli bir kısmını pompalayabilir ve bu nedenle EF normal bulunabilir.

Klinik Bulgular
Altta yatan etyoloji ve patogeneze bağlı olarak kalp yetersizliği semptomları genel olarak üç grupta toplanabilirç
1-Düşük debi bulguları : Halsizlik, çabuk yorulma, başdönmesi, konfüzyon, senkop, Cheyne-Stokes solunumu, periferik siyanoz, noktüri, oligüri. Bu bulgular genel olarak sistemik arteriyel dolaşımın azalması ve periferik oksijenasyonun bozulmasına bağlıdır.
2-Pulmoner konjesyon belirtileri : Pulmoner kapiller basınç artışı ve bu basınç artışı sonucunda alveoler oksijen perfüzyon ve diffüzyonun bozulmasına bağlı ortaya çıkan bulgulardır. Dispne ( en erken ve en sık bulgudur), ortopne, PND, akut pulmoner ödem, hemoptizi, öksürük ve taşipne görülebilir.
3-Sistemik konjesyon belirtileri : Sistemik venöz basıncın artışına bağlı bulgulardır. Venöz dolgunluk, sağ üst kadran ağrısı, assit , periferik ödem, bulantı, kusma ve intestinal ödeme bağlı malabsorbsiyon görülebilir.

Sol kalp yetmezliği,düşük debi ve pulmoner konjesyon semptom ve bulguları; sağ kalp yetmezliği, düşük debi ve sistemik konjesyon semptom ve belirtileri ile gider.Sol kalp yetmezliğine bağlı sağ kalp yetmezliği gelişirse ( konjestif kalp yetmezliği ) sistemik konjesyon semptom / bulguları ortaya çıkar, ancak pulmoner konjesyon semptom/bulgularında azalma olur.Bunun nedeni sağ kalp yetmezliğinin tabloya eklenmesiyle birlikte pulmoner yataktaki akımın dolayısıyla konjesyonun azalmasıdır.

Kalp yetersizliğinin evrelenmesi: ( NYHA sınıflandırılması )
Kalp yetersiliği hastanın efor kapasitesine göre 4 evrede değerlendirilir ;
Evre I - Fizik aktivitede kısıtlanma yok
Evre II- Ağır efor sırasında semptomatik
Evre III - Hafif efor sırasında semptomatik
Evre IV- İstirahatte semptomatik

Fizik muayene : Altta yatan hastalık, kalp yetmezliğinin evresi ve formu ile ilişkili olarak değişik bulgular saptanabilir. Genel olarak sık görülebilen bulgular ;

>Taşikardi ( En sık ve değişmez bulgu)
>Sol ventrikül vurusu apekste hissedilir.Kardiyak apikal vuru sol kalp büyümelerinde sola ve aşağıya, sağ kalp büyümelerinde sola ve yukarıya kayar.
>S3, S4, galo veya summasyon galosu ( S3+S4 )
>Pulsus alternans ( eksitasyon kontraksiyon uyumsuzluğuna bağlı)
>Hipotansiyon ve zayıf nabız
>Siyanoz
>Akciğerde krepitan raller, plevral sıvı
>P2 sertleşmesi ( pulmoner arter basıncının artmasına bağlı)
>Kardiyak kaşeksi ( intestinal ödeme bağlı)
>Kardiyomegali ( özellikle sistolik yetersizlik veya volüm yüklenmelerinde)
>Sistemik konjesyon bulguları ( Venöz dolgunluk, hepatomegali, assit, pretibial ödem)

Labaratuvar
1-EKG : Kalp yetersizliği tanısında direkt olarak yararlı değildir. Ancak altta yatan etyolojiye yönelik yararlı bilgiler verebilir ( aritmi ve koroner arter hastalığı gibi). Atriyum ve ventrikül büyümlerini gösterebilir.
2-Telegrafi : Kalp sınırlarını gösterir ve pulmoner konjesyon ile ilgili son derece yararlı bilgiler verir.Normal telekardiyografide kalbin kontürlerini solda yukarıdan aşşağıya doğru ; arcus aorta, pulmoner arter konusu, sol atriyel auricula ve sol ventrikül oluşturur. Sağda ise çıkan aorta, vena kava süperior ve sağ atriyum oluşturur.Normalde sağ ventrikülün kalp kontürlerine etkisi yoktur.Bu nedenle sağ ventrikül büyümelerinde belli bir döneme kadar kardiyomegali görülmez.
Kalp yetersizliğinde görülebilen telekardiyografi bulguları ;

>Kardiyo-torasik oranın artması (kalbin en geniş horizontal çapının, en geniş toraks çapına oranının 0.5 den büyük olmasıdır.Hipertrofilerde ileri evrelere kadar olmayabilir.)
>Üst zonlarda pulmoner venöz konjesyon ( geyik boynuzu manzarası )
>Fissürlerde kalınlaşma ve belirginleşme ( Fantom tümörü)
>Hiler dolgunluk
>Kerley A ( üst ve orta zonda) ve Kerley B ( kosta-frenik ) çizgileri (septal kalınlaşmaya bağlı paralel çizgiler)
>İntertisyel ödem veya alveoler ödem
>Plevral sıvı ( biventriküler yetersizlikte daha sıktır )

3-EKO : Başta kalp yetersizliği olmak üzere birçok kalp hastalığının tanı ve izleminde kolay, ekonomik, invazif olmayan, sağlıklı ve objektif bir kesin tanı yöntemidir.Bu nedenle günümüzde tanıda "altın standart"dır.

4-Kalp Kateterizasyonu : Kalp yetmezliğine tanı koymak amacıyla rutin olarak yapılmaz. Ancak başka bir endikasyonla yapıldığında yetmezliğe yönelik yararlı bilgiler verebilir.

Tanı : Semptomların tipik olduğu bir hastada altta yatan neden gösterilerek kalp yetersizliğinin kesin tanısı konabilir. Tanıda en değerli yöntem ekokardiyografidir.Framingham kriterleri pratikte pek kullanılmamakla beraber bazı vakalarda tanıda yardımcı olabilir.1 major 2 minör kriter tanı koydurucudur.

Majör kriterler
Minör kriterler
Paroksismal Nokturnal Dispne
Boyunda venöz dolgunluk
Akciğerde raller
Kardiyomegali
Akut pulmoner ödem
S3 galo
Venöz basınçta artma ( >16 cmH2O )
Hepatojuguler reflü
Pretibial ödem
Gece öksürüğü
Ekzersiz dispnesi
Hepatomegali
Plevral sıvı
Vital kapasitede %33 azalma
Taşikardi ( >120/dk)
Kilo kaybı





Tedavi :
Kronik kalp yetersizliğinde tedavi prensipleri
1. Kalp yetersizliği tanısının doğru olması
2. Mevcut tablonun ortaya konması : Hastanın temel sorunlarının saptanması gerekir ( pulmoner ödem, efor dispnesi, yorgunluk, periferik ödem gibi)
3.Semptomların ağırlığının belirlenmesi : Bu amaçla genellikle New York Heart Association (NYHA) sınıflandırılması kullanılır.
4.Kalp yetersizliği etyolojisinin saptanması
5.Presipite eden ve alevlendiren faktörlerin ( Anemi, tiroid hastalıkları, infeksiyon hastalıkları, aritmiler, gebelik, nonsteroidal anti-enflamatuarlar, antidepressanlar,oral antidiyabetikler, kalsiyum antagonistleri ve aritmitiklerin kullanımı gibi) araştırılması
6. Kalp yetersizliği tedavisini etkileyebilecek eşlik eden hastalıkların ( Diabetes Mellitus ) gibi saptanması.
7.Prognoz tahmini
8.Hasta ve hasta yakınları ile işbirliği
9.Uygun tedavinin seçimi
10.Gidişatın izlenmesi ve buna göre tedavi.

Kronik kalp yetersizliğinde tedavinin amaçları
1.Korunma : Kalp yetersizliği oluşma riski yüksek olan hastalarda ( Evre A ) risk faktörleri ile mücadele ( Hipertansiyonlu hastalarda iyi kan basıncı kontrolü gibi ), yapısal kalp hastalığı olan ancak kalp yetersizliği semptom ve bulguları ortaya çıkmamış hastalarda (Evre B) klinik kalp yetersizliği ( Evre C ) oluşumunun önlenmesi ( Miyokard İnfarktüsü sonrası prognozu iyileştiren ilaçların kullanılması gibi ) önemlidir.
2.Mortaliteyi azaltmak : kalp yetersizliği tedavisinin temel amacıdır.
3.Morbiditeyi azaltmak : yatağa bağımlı kalmak , sık sık hastaneye yatmak gibi yaşam kalitesini bozan durumların azaltılması önemlidir.
4. Semptomları azaltmak : Semptomatik tedavi, hastaların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağladığından gözardı edilmemelidir.

Evre A'da tedavi ; yaşam tarzı değişikliği, antihipertansif tedavi, uygun hastalarda ACE inhibitörleri, Aspirin ve statindir.Yaşam tarzı değişiklikleri arasında sigara ve alkolden uzak durmak, tuz kısıtlaması ve ekzersiz yapmak sayılabilir.

Farmakolojik tedavide ilk tercih ilaçlar ACE inhibitörleri ve beta-blokörlerdir.Bunların haricinde dijital, diüretik ve hidralazin-nitrat kombinasyonu kullanılabilir.Girişimsel olarak ise kalp pili ( Pacemaker) ve implante edilebilir kardiyoverter-de-fibrilatörler uygulanabilir.

Genel Önlemler
Hastanın ve hasta yakınlarının kalp yetersizliği konusundaki eğitimi oldukça önemlidir.Günlük tuz tüketimi 2-3 gram ile, sıvı alımı 2 lt ile sınırlandırılmalıdır. Sigara kesilmeli alkol kullanımı minimale indirilmelidir. Fazla kilolu kişilerde ( kilo fazlalığının konjesyonla ilgili olmadığı belirlenerek ) kalori kısıtlaması öneriliyorsa da genel olarak kalp yetersizliğinde buna gerek olmaz.Ekzersiz düzenli ve ölçülü olmalıdır ( akut kalp yetersizliği ve NYHA IV grubunda yer alan hastalar dışında) ve tedavide önemli yer tutar.Tüm hastalara pnömokok ve enfluenza aşıları yapılmalıdır ( kontraendikasyon yoksa ). Eşlik eden durumlar dikkate alınarak tedavi edilmelidir. Örneğin uyku apnesi saptanan hastalarda CPAP cihazlarının takılması, nörotik depresyon yönünden gerekirse antidepresan ilaçların kullanılması, seksüel disfonksiyonu olan erkek hastalarda fosfodiestedaz-5 inhibitörlerinin (sildenafil gibi) düşünülmesi ( nitrat kullanmıyorlarsa) önemlidir.

Medikal tedavi
ACE inhibitörleri
Kontraendikasyonu olmadıkça ve tolere edilebildikçe, semptomatik kalp yetersizlği olan ve ejeksiyon fraksiyonu 0.40 'ın altında olan bütün hastalara bir ACE inhibitörü kullanılmalıdır. ACE inhibitör ile tedavi ventrikül fonksiyonunu düzeltir, hastanın iyilik halini geliştirir, hastaneye yatışını azaltır ve sağkalım süresini arttırır.Hastanede yatırılan hastalara taburcu edilmeden önce ACE inhibitör mutlaka başlanmalıdır.
ACE inhibitörleri bazen renal fonksiyonaların kötüleşmesine, hiperkalemiye, semptomatik hipotansiyona, öksürüğe ve nadiren de anjiyoödeme sebep olur.ACE inhibitörleri sadece yeterli renal fonksiyona ve yüksek olmayan serum potasyum seviyesine sahip hastalarda kullanılmalıdır.

Beta-Blokerler
ACE inhibitörleri gibi sağkalıma faydası olan ve endikasyonları da benzer olan ilaçlardır.Hastanede yatan hastalara ß-blokerler de başlanmalıdır. Ssblokerlerin potansiyel yan etkileri arasında semptomatik hipotansiyon, kalp yetersizliğinin kötüleşmesi ve ileri bradikardi sayılabilir.Kalp yetersizliğinin kötüleşmesi durumunda dozu azaltılması çok önemlidir. ß-blokerler astım hastalarında, 2.-3. kalp blok'u olanlarda, hasta sinüs sendromu olanlarda ve sinüs bradikardili ( <50 vuru / dk ) hastalarda kontrendikedir.

Aldosteron Antagonistleri
Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu 0.35'in altında olan; ciddi semptomatik kalp yetersizliği olan örneğin hiperkalemisi ve anlamlı böbrek yetersizliği olmayıp NYHA sınıf III veya IV olan bütün hastalarda düşük doz aldosteron antagonistleri kullanılmalıdır.Aldesteron antagonistleri hiperkalemi ve böbrek fonksiyonlarının kötüleşmesi haricinde erkeklerde ağrılı jinekomastiye sebep olabilir.

Anjyotensin Reseptör Blokerleri
ACE inhibitörleri ile benzer etkiye sahiptir. Öksürüğe yol açmaması nedeniyle ACE inhibitörlerini tolere edemeyenlerde kullanılabilir.




Hidralazin-İzosorbit dinitrat
ACE inhibitör'ü ve anjiotensin reseptör blokerlerini tolere edemeyenlerde kullanılır. Semptomatik hipotansiyonu, lupus sendromu, şiddetli renal yetersizliği olanlarda kontrendikedir.

Digoksin Kalp kasının kontraksiyon gücünü arttıran bu ilaç aynı zamanda kalp hızını da yavaşlatır.Digoksin, atriyel fibrilasyonda, sol ventrikülün ciddi fonksiyon bozukluğunda veya tedaviye cevap vermeyenlerde kullanılır. En önemli yan etkisi dijitalis entoksikasyonudur.

Diüretikler
Vücuttan su atılımını arttırarak kalp yükünü azaltır.Konjesyon bulgularını azaltarak önemli semptomatik yarar sağlarlar. Kalp yetersizliğinde en sık kullanılan diüretikler kıvrım ( loop ) diüretikleridir. Diüretiklerden sipronolaktonun ( aldosteron antagonisti ) mortaliteyi azalttığı gösterilmiştir.

Diğer ilaçlar
Uygun hastalarda aspirin ve statin tedavisinden yararlanılır. Angina semptomu beta-bloker kullanımına rağmen devam eden hastalarda nitratlar ve kalsiyum antagonistleri ( amlodipin, felodipin gibi uzun etkili dihidropridinler ) düşünülebilir.

Diyastolik Kalp Yetersizliğinde İlaç Tedavisi
Kalp yetersizliği kliniği olan ancak sol ventirkül ejeksiyon fraksiyonu büyük eşit 0.50 bulunan hastalarda diyastolik kalp yetersizliğinden söz edilir. Sol ventrikül sistolik fonksiyon bozukluğu olan hastalarda mortalite ve morbidite üzerine yararı kanıtlanmış ilaçlarla ( ACE inhibitörleri, beta blokerler, aldosteron antagonistleri, anjiotensin reseptör blokerleri, hidralazin/izosorbid dinitrat kombinasyonu ) ilgili olarak diyastolik kalp yetersizliğinde olumlu kanıt yoktur.Yine de sistolik kalp yetersizliğinde kullanılan ilaçlar diyastolik kalp yetersizliğinde de kullanılabilir.

Girişimsel tedavi
Medikal tedavi dışında girişimsel tedavilerde gerekebilir. Revaskülarizasyon cerrahisi, kapak cerrahisi, kalp transplantasyonu, ventriküler destek aletleri, dinamik kardiyomiyoplasti, pasif ventriküler duvar stresini azaltan aletler, parsiyel sol ventrikülektomi, endoventriküler patch plasti, sol ventriküle şekil veren aletler, implante edilebilir kardiyoverter ve defibrilatörler ( ICD ) , radyo frekans kateter ablasyonu, intra-aortik balon pompası bunlardan başlıcalarıdır.Giderek gelişmekte olan yapay kalp, kök hücre ve gen tedavisi gibi yöntemler de umut vaad etmektedir.

Kaynakça
1-Temel Kardiyoloji El Kitabı , Ömer KOZAN
2-Kardiyoloji Öğrenci Kitabı , Barış İLERİGELEN
3-Fiziksel Tanı Hikaye Alma ve Muayene, Mark H. Swartz
4-Uzmanlar Tus Serisi , Dahiliye
5-http://www.tkd.org.tr/pages.asp?pg=:dergi/dergi_content&id=1416&dosya=139




0 yorum:

Yorum Gönder

Pages

oOo

-
Bu blog derleme yazılardan oluşmaktadır.
Powered By Blogger
Blogger tarafından desteklenmektedir.